Ticaret hukuku ve şirketler hukuku, ticari işletmelerin kuruluşundan günlük faaliyetlerine, ortaklık ilişkilerinden sona ermelerine kadar uzanan geniş bir alanı kapsar. Haliliye ve Şanlıurfa’da faaliyet gösteren küçük, orta ve büyük ölçekli işletmeler açısından, ticari sözleşmelerin hazırlanması, şirket içi karar alma süreçlerinin mevzuata uygun yürütülmesi ve ortaya çıkan ticari uyuşmazlıkların çözümü, ticaret hukuku ve şirketler hukuku bakımından sıkça gündeme gelen konular arasında yer alır. Ticari hayatın hızla ilerlediği bir ortamda, hukuki çerçevenin göz ardı edilmesi; ilerleyen süreçte dava, icra takibi veya idari inceleme şeklinde çeşitli sonuçlar doğurabilir.
Ticaret hukuku bakımından ilk adımlardan biri, ticari işletmenin veya şirketin kuruluş sürecidir. Şahıs şirketleri, limited şirketler, anonim şirketler ve diğer şirket türleri; ortak sayısı, sermaye yapısı, yönetim organları ve sorumluluk rejimi bakımından birbirinden farklı özellikler taşır. Haliliye ve Şanlıurfa’da şirket kurmayı düşünen kişiler için, şirket türü seçimi kadar, ana sözleşmenin içeriği de önemlidir. Şirketin unvanı, faaliyet konusu, sermaye yapısı, müdür veya yönetim kurulu üyeleri, genel kurul toplantılarının şekli ve pay devrine ilişkin hükümler, ana sözleşmede açık ve anlaşılır biçimde düzenlenmelidir. Bu belge, şirketin hukuki çerçevesini oluşturan temel metinlerden biridir.
Şirketler hukuku danışmanlığı kapsamında, şirketin günlük faaliyetleri sırasında imzalanan sözleşmeler de önemli bir yer tutar. Mal ve hizmet alım-satım sözleşmeleri, bayilik ve distribütörlük sözleşmeleri, franchising sözleşmeleri, kira sözleşmeleri, eser sözleşmeleri ve hizmet sözleşmeleri, ticari ilişkilerin temelini oluşturur. Haliliye/Şanlıurfa bölgesinde ticari faaliyette bulunan işletmelerin, bu sözleşmelerin içeriğini sadece ticari alışkanlıklara göre değil, Türk Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri gözetilerek düzenlemesi, ileride doğabilecek uyuşmazlıkların niteliğini doğrudan etkileyebilir. Sözleşme hükümlerinin belirsiz bırakılması, yan yükümlülüklerin düzenlenmemesi veya uyuşmazlık çözüm yollarına yer verilmemesi, uygulamada sıkça sorun yaratan hususlar arasındadır.
Ortaklık ilişkileri, ticaret hukuku ve şirketler hukuku alanında ayrı bir öneme sahiptir. Ortaklar arasında kar paylaşımı, yönetim yetkisinin kimde olduğu, sermaye koyma borcunun ifası, pay devri ve ortaklıktan çıkma veya çıkarılma gibi konular, zaman zaman uyuşmazlığa dönüşebilmektedir. Şanlıurfa ve Haliliye’de, özellikle aile şirketlerinde, şirket meselelerinin aile içi ilişkilerle iç içe geçmesi sıkıntılı süreçlere yol açabilir. Ortaklar kurulu veya genel kurul kararlarının usule uygun alınmaması, çağrı usulüne uyulmaması ya da kararların tutanağa bağlanmaması, ileride bu kararların geçerliliği konusunda tartışmalara sebep olabilir.
Şirketler hukuku danışmanlığının önemli alanlarından biri de, şirket organlarının işleyişine ilişkindir. Anonim şirketlerde yönetim kurulu, limited şirketlerde müdür veya müdürler kurulu; şirketin temsil ve yönetiminden sorumludur. Bu organların görev ve yetkilerinin sınırları, Türk Ticaret Kanunu ve şirket sözleşmesi hükümleriyle belirlenir. Haliliye ve Şanlıurfa’da faaliyet gösteren şirketler açısından, yönetim organlarının düzenli toplanması, alınan kararların usule uygun şekilde kayda geçirilmesi ve imza sirkülerinin güncel tutulması, şirketin dış ilişkilerinde güvenilirlik ve öngörülebilirlik sağlar. Yönetim organlarınca alınan kararların hukuki çerçeveye uygun olması, hem şirketin hem de organ üyelerinin sorumluluğu bakımından önem taşır.
Ticaret hukuku uyuşmazlıklarında sık karşılaşılan konulardan biri de, ticari alacakların tahsili ve ticari davalardır. Mal veya hizmet bedelinin ödenmemesi, çek ve senetlerin tahsil edilememesi, teslimat ve ifa eksiklikleri, ayıplı mal veya hizmet iddiaları, rekabet yasağı ve haksız rekabet gibi başlıklar, ticari dava ve takip dosyalarında öne çıkmaktadır. Haliliye/Şanlıurfa’da görülen ticari davalarda, sözleşme hükümleri, faturalar, sevk irsaliyeleri, cari hesap mutabakatları, yazışmalar, noter ihtarnameleri ve ticari defterler, uyuşmazlığın değerlendirilmesinde önemli delil niteliği taşır. Ticari defterlerin düzenli tutulması ve yasal süreler içinde tasdik ettirilmesi, hem vergi hukuku hem de ticaret hukuku bakımından önemlidir.
Şirketler için devamlılık arz eden hukuki ihtiyaçlardan biri de, mevzuat değişikliklerinin takip edilmesidir. Ticaret ve şirketler hukuku alanında yapılan değişiklikler, sermaye yapısı, internet sitesi yükümlülükleri, elektronik genel kurul, bağımsız denetim, sermaye kaybı ve borca batıklık gibi konularda yeni yükümlülükler veya imkânlar doğurabilir. Haliliye ve Şanlıurfa’da faaliyet gösteren şirketlerin, özellikle sermaye yapıları zayıflayan veya üst üste zarar açıklayan durumlarda, sermaye kaybı ve borca batıklık hükümlerini göz önünde bulundurmaları, kanunda öngörülen önlemleri zamanında almaları önem taşır. Yönetim organlarının, bu konudaki yükümlülüklerini yerine getirmemesi, hem şirket hem de yöneticiler açısından sorumluluk doğurabilir.
Ticaret hukuku ve şirketler hukuku danışmanlığı; sadece mevcut uyuşmazlıkların çözümüne yönelik değil, aynı zamanda uyuşmazlık öncesi sürece yönelik çalışmalar da içerir. Sözleşme taslaklarının incelenmesi, riskli gördüğü hükümlerin gözden geçirilmesi, işleyişe uygun iç yönergelerin hazırlanması, personel sözleşmelerinin ticari sır ve rekabet yasağı hükümleriyle uyumlu hale getirilmesi gibi adımlar, ileride doğabilecek ihtilafların çerçevesini belirler. Haliliye/Şanlıurfa’da ticari faaliyette bulunan işletmelerin, hem müşteri ilişkilerinde hem tedarikçi ve çalışan ilişkilerinde, hukuki çerçeveyi işin doğal bir parçası olarak görmesi, ticari hayatta karşılaşılabilecek risklerin daha öngörülebilir olmasına katkı sağlayabilir.
Ticaret hukuku alanında uluslararası unsurlu sözleşmeler, yabancı para üzerinden yapılan işlemler, ithalat ve ihracat süreçleri, uluslararası teslim ve ödeme şekilleri gibi konular da gündeme gelebilir. Şanlıurfa ve Haliliye’de faaliyet gösteren bazı işletmeler, ürün veya hizmetlerini yurt dışına sunmakta ya da yurt dışından tedarikte bulunmaktadır. Bu tür ilişkilerde Incoterms kuralları, uluslararası tahkim kayıtları, yabancı mahkeme yetkisi ve yabancı para üzerinden borçlanma gibi başlıklar, sözleşmelerin hazırlanmasında dikkate alınması gereken hususlar arasındadır.
Bu internet sitesinde yer alan “Ticaret Hukuku ve Şirketler Hukuku Danışmanlığı” başlıklı metin, Haliliye ve Şanlıurfa’da ticari faaliyet yürüten gerçek ve tüzel kişiler açısından, ticaret ve şirketler hukukuna ilişkin genel çerçeveyi ana hatlarıyla aktarmayı amaçlamaktadır. Buradaki açıklamalar, belirli bir şirket, sözleşme veya uyuşmazlık hakkında verilmiş kişisel hukuki görüş veya sonuç taahhüdü niteliği taşımaz. Her ticari işlem, tarafların konumuna, sözleşme içeriğine, faaliyet alanına ve somut olayın gelişimine göre farklılık gösterir. Bu nedenle, ticaret hukuku veya şirketler hukuku alanında ortaya çıkan somut bir uyuşmazlıkla ilgili değerlendirme yapılması, ancak ilgili belgelerin ve süreçlerin ayrıntılı biçimde incelenmesi ile mümkündür. Haliliye/Şanlıurfa bölgesinde ticari faaliyette bulunan veya şirketler hukuku kapsamında bir meseleyle karşılaşan kişilerin, kendi durumlarını netleştirebilmeleri için, gerekli gördükleri hallerde avukata başvurmaları önem taşımaktadır.